Near East Sigorta Genel Müdürü Cengiz Ertürk, Yaşanan Büyük Deprem Felaketinin Ardından Deprem Sigortasına Dikkat Çekti!
Sigorta sektöründe Kasko ve Trafik Sigortası, İş yeri paket, Konut paket, Nakliyat, Doktor Sorumluluk, Tekne ve Uçak Sigortası gibi ürünleri sigortalılarına sunan Near East Sigorta’ nın Genel Müdürü Cengiz Ertürk, 6 Şubat’ta Türkiye’de yaşanan ve 10 il ve civarını sarsan deprem felaketi nedeni ile afetlere karşı sigorta güvencesinin öneminin altını çizdi.
Ertürk; “Kahramanmaraş’ta yaşanan önce 7,7, akabinde 7,6 büyüklüğündeki büyük depremler ve sonrasında yaşananlar herkesi korkutmuş, bu büyük afetler karşısında insanın doğaya karşı çaresizliği ve yaşanan mağduriyetler yürekleri sızlatmıştır.
Yakın coğrayamızda hem can hem de mal kaybı bakımından ilk sırada yer alan afet türü depremdir. Afetler nedeniyle meydana gelen can kayıplarının kabaca yüzde 60’ı depremler nedeniyle meydana gelmektedir.
Bu ve benzeri afetlerde meydana gelen can kayıplarının maalesef telafisinin olmamasına karşın, canın yongası denen maddi kayıplar ise çeşitli şekillerle telafi edilmeye, yaralar sarılmaya, hayat normale döndürülmeye çalışılmaktadır.
Yaşanan tüm bu hadiseler, mal kayıp ve zararlarının telafi edilmesi ve yerine konulmasında deprem sigortasının ne kadar gerekli ve önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır.
Bu bağlamda felaketlerden sonra hayatımıza kaldığımız yerden devam edebilmek için, özellikle içinde yaşamımızı sürdürdüğümüz evlerimizi, yaşamak için bize gerekli geliri sağlayan işyerlerimizi, araçlarımızı deprem teminatı başta olmak üzere yangın, fırtına ve sel gibi tüm doğal ve insan kaynaklı afetlere karşı sigorta güvencesi altına almamız gerekmektedir.” dedi.
Ayrıca; bu konuda halkımızın sigorta bilincinin artırılması ve sigortasız bir toplumsal yaşam olamayacağının tüm halkımız tarafından idrak edilmesinin ne kadar önemli olduğunun görülmesinin yanı sıra, devletimize de oldukça önemli görevler düştüğünü belirtti.
Near East Sigorta Genel Müdürü Cengiz Ertürk konuya ilişkin açıklamasında;
“Son depremlerle bir kez daha gözler önüne serildiği üzere, “deprem öldürmez, bina öldürür” gerçeğinden hareketle, öncelikle binaların, tüm alt yapı ve üst yapı tesislerinin deprem dahil diğer tüm risklere karşı dayanıklı yapılmasında en önemli sorumluluk devletimizindir. Bu konuda tüm önlemler titizlikle alınmalı, mevzuatta varsa eksiklikler giderilmeli, daha önemlisi, yapılan binaların bu yönetmeliğe uygun yapıldığının kontrolü ve denetimi titizlikle yapılmalıdır.
Deprem için doğal afet terimi kullanılmakla birlikte, yer tabakalarının hareketlenmesi ile doğal bir etki sonucu, uygun nitelikte yapılmayan binaların yıkılmasından kaynaklanan kayıp ve zararlar söz konusu olmaktadır. Buradan hareketle bu doğal afetin önlenmesi için alınabilecek çok sayıda önlem olduğu açıktır. Öncelikle, insanların yerleşeceği yerleşim bölgeleri titizlikle belirlenmeli, kaygan ve tarım arazisi olabilecek alçak bölgeler iskana açılmamalıdır. Binalar gevşek toprağa sahip meyilli arazilere yapılmamalı, depremin salınım etkilerine karşı yapı tekniği ve inşaat yönetmeliğine uygun olarak dayanıklı inşa edilmelidir. Mevcut binaların dayanıklıkları kontrol edilip, gerekiyorsa güçlendirme yapılmalıdır.
Sigorta konusunda ise yine devletimizin ilgili bakanlık ve dairelerinin önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Ülkemizde deprem teminatı yangın sigortalarının içerisinde bir ek teminat olarak ve ancak sigortalının talebi varsa verilmekte ve şirketten şirkete göre değişen farklı muafiyet ve bölüşme oranlarıyla yapılmaktadır. Bu durumda birçok bina için, deprem teminatı alınmadan yani depreme karşı sigorta koruması olmadan sigorta yapılmakta, deprem teminatı olan çok sayıda poliçede ise yüksek muafiyet ve bölüşme oranları nedeniyle hasarda ödenecek tazminattan sigortalı aleyhine büyük kesintiler yapılmaktadır.
Bu büyük sakıncaları önlemek için devletin ilgili bakanlığı ve dairesi, daha önce de gündeme getirdiğimiz üzere KKTC deprem tarifesini hiç vakit kaybetmeden hazırlatmak durumundadır. Bu tarifeye göre teminat ve muafiyet oranlarında denklik sağlanacak, sigortalıların muhtemel mağduriyetlerinin önüne geçilebilecektir.” şeklinde devam etti.
Ertürk ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasına geçilmesinin ne denli önemli oldugunu vurgulayarak;
“Yine aktif fay hatlarının yakınında olan ülkemizde tüm binalar için deprem teminatı alınmasının zorunlu tutulmasının, gerekirse Türkiye’deki DASK benzeri bir kurum kurularak Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasına geçilmesinin, hem bireyler hem de devletimizin üzerinde depremin getireceği maddi külfetleri önemli oranda azaltacağı aşikardır.
Bu vesile ile bu büyük afetten dolayı hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, kalanlara başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletirken, benzeri felaketlerin ülkemizde de görülme ihtimaline binaen, alınacak önlemlerle can kayıplarının engellenmesinin yanı sıra, maddi kayıpların önlenmesi açısından deprem sigortasının ihmal edilmemesi gereğini tekrar ifade etmek isterim.” dedi.